Göl

Admin Mesaj Sayısı : 96 Kayıt tarihi : 23/09/09

Başıyla ufak bir onay vererek ''Evet oldukça, bundan sonra arkadaşlarımı buraya getiririm...'' ayağa kalkarak kendi paltosunu üzerine geçirdi ve atkısını tekrardan boynuna sardı, çantasını dikkatle narin sol omuzundan çaprazlama asarak sarı saçlarını hafif hafif karıştırdı dışarı çıkmaya hazırdı artık ''Anlıyorum'' derken kaşları havaya kalkmış ve yüzünde acayip bir gülümseme belirmişti. ''Evet haber versem iyi olabilir'' çantanın kapağını açarak içerisinden çıkardığı gösterişli cep telefonuyla bu gün okula dönmeyeceğini arkadaşlarına yazmaya koyuldu eh bu iş yüzünden başı biraz belaya girecekti fakat şu ana kadar sicili temizdi zaten sonra da Gencin yardımına minnettar kalarak arabaya doğru ilerledi

Mesaj Sayısı : 367 Kayıt tarihi : 20/10/09 Yaş : 37

Arabaya geldiklerinde paltosunu tekrar çıkartarak arkaya bir yere bıraktı. Koltuğuna kurulduktan sonra Nikkiel'in de oturmasını bekledi ve arabayı çalıştırdı. Aceleci değildi, ancak arabayı da tuhaf bir hızla kullanıyordu. Yarım saate kalmadan müstakil bir yola, bakımlı ve bir çok arabanın sığacağı bekçili bir garaja girdi. Arabadan indikten sonra kendisini karşılamaya gelen bekçiyi yollayıp paltosunu kolundan alan kahyaya Nikkiel için büyük misafir odasını hazırlamasını buyurdu. Zamanın getirisi bir çok kırışıkla dolmuş beyaz yüzünde ki gülümsemeyle Nikkiel'in paltosunu ve çantasını omuzlarından alarak "Hoşgeldiniz beyefendi" diye saygıyla selamladı ve gözden kayboldu. Daha sonra dimdik yürüyüşüyle malikhanenin kapısına doğru yürüyen Rain, Nikkiel de geliyor mu diye bakındıktan sonra içeri girdi. Hizmetçilere akşam yemeği hazırlamamalarını emrettikten sonra özel konuğu olduğunu ve hizmette kusur etmemelerini buyurdu. Daha sonra evin önünde bulunan büyük süs havuzunun suyunu kapatmalarını söyledi. Gece gece onun sesini dinlemek istemiyordu bir de.

Admin Mesaj Sayısı : 96 Kayıt tarihi : 23/09/09

Doğrusunu söylemek gerekirse lüks bir evi olduğunu tahmin edebilmesine rağmen Rain in nasıl bir yerde yaşadığını çok merak ediyordu bu sebeple gidecekleri yere varmak için sabırsızlanmaya başlamıştı bile . Arabaya bindikten sonra ağırlığını kapıdan yana vererek sessizce oturdu, Rain hızla ilerlerken şehrin renkli ışıkları Nikkiel in solgun yüzü bedeniyle uyumlu yöne çevirdiği güzel ve solgun yüzüne vurarark gözlerini alıyordu. Refleks olarak ince parmaklarıyla kapı kolunu sıkıca kavrayıp yol boyunca pek kımıldanmadan Rain garajına uygun bir şekilde parkedene kadar bekledi. Usulca arabadan inip Kahya nın üzerinde ki eşyaları almasına sessizce müsade ettikten sonra adını bilmediği için sadece teşekkür manasında gülümsedi ona, pek çok malikanede olduğu gibi burada da evi çekip çeviren kişi bu işi çok uzun süreden beri yapıyormuş gibi görünüyordu. Gencin peşinden ilerlerken alışık olduğu yaşam tarzına şahit olduğu için herhangi bir şaşkınlık yaşamamıştı fakat 'özel misafir' diye nitelenmek oldukça hoşuna gitmişti...

Mesaj Sayısı : 367 Kayıt tarihi : 20/10/09 Yaş : 37

Hizmetçilerden, geniş siyah bukleleri beline kadar salınan, yeşil iri gözlü porselen oyuncak kadar güzel bir kızı yanına çağırdı. Nikkiel'e dönerek "Eğer yatmak istersen odan birazdan hazırlanır, ben kütüphanede oturacağım biraz eşlik edebilirsin. Uykun gelmezse fotoğraf çekebiliriz" dedi Daha sonra kütüphaneye doğru ilerlediler hizmetçi kızla beraber.
Koltuklardan birine oturduğunda omuzlarını işaret ederek kendisini kızın yumuşak ve ufak ellerinin maharetine bıraktı. Bütün gün çektiği sırt ve boyun ağrısından kurtulmaya başladığı için kedi gibi gevşemişti yüzü. O ilginç masumiyeti ve güzelliği su yüzüne çıkmıştı sanki.

Admin Mesaj Sayısı : 96 Kayıt tarihi : 23/09/09

Narin teninin tatlı bir ısıyla buluşması üzerine keyiflenen Nikkiel bir yandan incecik ellerini birbirine kenetleyip yeniden ısınmış olmalarının tadını çıkarırken bir yandan da Rain i dinliyordu ''Seninle beraber kütüphane ye gelmek daha çok hoşuma gider.'' Kendisinde bir süre daha dayanacak gücü hissediyordu, o kadar harekete uyku mu kalırdı zaten. İkiliyi takip ederek kütüphaneye ulaştı ve kendisini rahat, yumuşak koltuklardan birine bırakıp dikkat etmekten ziyade alışkanlıktan dolayı zarif bir oturuş benimsedi. İnsanların yüzlerine böyle uzun uzun pek sık bakmazdı fakat Rain in gevşemiş yüzünü inceleme ihtiyacı duymuştu şu an. Tuhaf...Onu şu halde sokakta görse melek gibi bir adam olduğunu düşünürdü, demekki ya az önce çok can sıkıcı bir ağrıdan kurtulmuştu ya da paçoz hizmetçilere ilgi duyuyordu...

Mesaj Sayısı : 367 Kayıt tarihi : 20/10/09 Yaş : 37

Masaj tüm rahatlığıyla bedenini uyarıp kendisini dinçleştirirken, yavaşça kızın ufak ve beyaz eline dokunup kamerasını getirmesini istedi. Kız ellerini çekip saygıyla eğildikten sonra çıkıp giderken Rain de başını sağa sola yatırıp masajın etkisiyle gevşemişliğin tadını çıkarıyordu. Çocuğun kendisine bakmasıyla açıklama ihtiyacı duydu "Bir haftadır boynum ve sırtım çok ağrıyor" dedi. Kızın bir kaç dakika sonra gelmesiyle onun elinin çabukluğuna gülümsedi. Daha sonra çantasından gerekli ekipmanı çıkararak Nikkiel'in yanına geçti. "Burada ışık iyi görünüyor, ortamda hoş. Bir kaç deneme yapmak istiyorum izin verirsen" dedi.

Admin Mesaj Sayısı : 96 Kayıt tarihi : 23/09/09

Tüm bu olan biteni izlerken Nikkiel in incecik kaşı ister istemez yeniden havaya kalkmıştı. Rain ne söylerse söylesin birbirlerine biraz fazla yakın görünüyorlardı . Eh muhtemelen sadece görünüş öyleydi tabii aralarında bir şey olduğunu sanmamakla beraber Rain i basit bir hizmetçi kıza da yakıştıramıyordu '' Ah berbat bir şeydir, spor esnasında ters bir hareket mi yaptın?'' bedeni zorlamanın korkunç ağrılara yol açabildiğini bu gün öğrenmişti. Şu anda zayıf bileğinin üzerine bir de bacakları ağrıyordu mesela, yarın muhtemelen daha da beter bir hal alıp kıvranmasına yol açacaktı. Rain i dinledikten sonra ''Pekala, özel bir kostüm ya da makyaj gerekmiyorsa ben hazırım. '' diye belirtti, son derece güzel görünen profesyönel makineyi şöyle bir süzerek.

Mesaj Sayısı : 367 Kayıt tarihi : 20/10/09 Yaş : 37

Ensesini kavrayıp ışığın doğru açısına bakarken "Evet sanırım, haftasonları yapıyorum zaten ama yine de fazla yüklenmemeliyim" dedi makinadan Nikkiel'in yüzünü ayarlarken. "Hayır, özel bir şey gerekmiyor. Ben sadece o kibirli bakışını istiyorum." dedi ve yavaşça diz çökerek Nikkiel'e yaklaştı. Daha sonra ufak çenesini parmak uçlarıyla kavrayıp Margarita'nın açtığı lambaya çevirdi. Şu an için profesyonel bir set hazırlamamıştı, sadece öylesine çekiyordu. Eğer istediği kareleri yakalayabilirse onu öylece sete alacaktı.

Admin Mesaj Sayısı : 96 Kayıt tarihi : 23/09/09

''Daha kötü ya, bedenin ne kadar alışıksa o kadar az acı çekersin.'' bir kez daha kendi zavallı bacaklarını hatırlayarak, herhalde bir motivasyonu olmasa o şekilde koşamazdı, hayır hayır istese bile koşamazdı bedeni el vermezdi buna. Gencin söylediği pek hoşuna gitmiş olacaktı ki tatlı bir kıkırtıyla ''Hah, pekala'' dedi ve olduğu gibi kalmayı sürdürdü geri kalanı Rain in bileceği işti zaten. Profesyonel bir fotoğrafçı olarak istediği pozları, ışık ayarını iyi biliyor olmalıydı zaten hoş günümüzde fotoğraf makineleri ışık ayarını bile bizzat kendi hallediyordu ya...

Mesaj Sayısı : 367 Kayıt tarihi : 20/10/09 Yaş : 37

Hafifçe sırıtarak düğmeye bastı ve ilk kareyi aldı. Makinanın ekranında çıkan görüntüye memnuniyetle bakarak konuşmaya başladı "Açıkçası sadece fit olmak için spor yapıyorum, kas yığını olmak için değil. Dayanıklılık konusunda da katılmıyorum" dedi, ikinci kareyide almak için makinayı yüzüne yaklaştırırken. Bir kaç dakika içerisinde sessizce oldukça fazla resim çekmişti. Daha sonra kamerayı indirip çocuğun yüzüne baktı. "Şimdi kendini sıkmadan bana bir kaç poz ver, gülümseyebilirsin mesela" dedi ve tekrar makinaya yaklaştı.

Admin Mesaj Sayısı : 96 Kayıt tarihi : 23/09/09

Kımıldamamaya uğraşarak Rain in fotoğraflarını çekmesini bekledi,''Tamam'' flaş ışığı hafifçe gözlerine vurduğunda ne düşündüğünü anlayabilmek için dikkatle gencin yüzüne bakmaya başlamıştı, anladığı kadarıyla fotoğraflardan memnun kalmıştı ve bu en azından Nikkiel açısından mutluluk verici bir şeydi ''Pekala, kendimi sıkmaktan hiç haz etmem zaten '' madem doğal bir poz istiyordu ona kibirli bakışıyla beraber kibirli gülümsemesini de gösterecekti. Başını çok hafifçe yukarı kaldırdı, dudakları o ukala tebessümle yayılıvermişti...

Mesaj Sayısı : 367 Kayıt tarihi : 20/10/09 Yaş : 37

Bir kaç kare daha aldıktan sonra "Harika" dedi. Asıl fotoğrafları bilgisayara aktardığında bakacaktı ancak şu haliyle bile büyüleyici görünüyordu. Çocuk kibirle gülümsediği zaman gözlerini kısıp hayran bir şekilde baktı. Gözleri nasıl oluyordu da böyle güzel iki çift renge aynı anda sahip olabiliyordu. Başının kalkışı, dudaklarının gülümseyişi, kibirli ifadesinde ki sevimlilik ve ışığın büyüsüyle harika görünüyordu. Ardından doğrularak üstüne doğru eğilip bir kaç kare daha aldı. Ve sonra kameraya bakarken memnunca gülümseyip, "şimdilik bunlar yeterli sanırım" dedi. Makinayı masada ki laptoba bağlayıp aktarım ayarlarıyla uğraşırken "Nasıl çıktılar acaba?" demeden de duramamıştı.

Admin Mesaj Sayısı : 96 Kayıt tarihi : 23/09/09

Bir süre boyunca gülümsemesini hiç bozmadan, sadece başını ufak ufak kımıldatarak poz verdi. Rain in mutlu ve çektiği fotoğraflardan memnun gözükmesi oğlanın motivasyonunu da arttırıyordu ''Pekala o halde'' hafifçe kayarak oturduğu yerden ayağa kalktı, bu fotoğraf çekme seansı Nikkiel açısından çok eğlenceli geçmişti açıkçası. Eğer fotoğraflar hoşuna giderse genç için ne zaman isterse modellik yapabilirdi hoş bu kadar güzel birinin modele ihtiyaç duyacağını da sanmıyordu ya ''Bilmem, muhakkak güzel çıkmışlardır. Yeteneğinden şüphem yok.'' diye bir kez daha takdir etti onu ve gözlerini hafifçe laptop a doğru çevirdi...

Mesaj Sayısı : 367 Kayıt tarihi : 20/10/09 Yaş : 37

Fotoğrafları aktarmayı bitirdiğinde sıradan hepsine göz gezdirdi. Tek kelimeyle muhteşem görünüyorlardı. Nikkiel'in iltifatı karşısında pek bir mimik değişimi olmadan teşekkür etti. Ardından en beğendiğini seçerek Margarita'ya gösterdi, kızın gülümseyişine baktıktan sonra Nikkiel'e döndü "Bence gayet iyi görünüyor" dedi bir kaç saniye sessizce muhteşem hatlarla donatılmış yüzü incelerken. Ardından saçlarında ki tokayı çözerek hafifçe başına masaj yaptı. Güzel kıza dönerek "Biraz elma romu getirir misin? Ve iki de bardak, bunu kutlayalım" dedi ve sonra doğrularak kendisini bordo rengi koltua bıraktı. Hafifçe uzanır gibi kenarına yaslanmış Nikkiel'in ne tepki vereceğini inceliyordu.

Admin Mesaj Sayısı : 96 Kayıt tarihi : 23/09/09

Hah, mimik değişiminden yoksun teşekkürüne de razıydı, onu yavaş yavaş çözmeye başladığını sanıyordu nasılsa ve rain e kanı ısındığı için onun ters tavırlarını idare edebilirdi. ''Saol'' dedi böyle durumlarda kullanmayı yeğelediği 'biliyorum' kelimesi yerine ve ekrana yaklaşarak kendi fotoğraflarını inceledi. Evet, evet oldukça güzel görünüyorlardı, sonuçtan son derece memnun kalmıştı. Rom kelimesini duyduğunda ise bıyık altından gülümsedi, demek beyefendi aksi bir korsan gibi rom içiyordu ha? Ona bu işte eşlik edebileceğinden şüpheliydi çünkü doğrusunu isterseniz alkole pek direnci yoktu, daha ilk kadehten sarhoş olabiliyordu ve öyle rezil bir duruma düşmeyi hiç istemezdi

Mesaj Sayısı : 367 Kayıt tarihi : 20/10/09 Yaş : 37

Bardaklara doldurulan elma romunu çocuğa uzatarak güümsedi "Ben olsam yabancı bir evde içmezdim ama belki hoşuna gider bir kaç yudum?" dedi. Ufaklığın ince parmakalrına tutuşturup kadehi bıraktıktan sonra geriye yaslanıp kendi ufak bardağını yudumladı. Gizleme ihtiyacı duymadan dikkatle Nikkiel'e bakıyordu. Hareketlerinde ki doğal kibirin ortaya çıkışıyla gerçek asaleti hangi pzoda birbirine denkleştirir diye düşünüyordu. Ardından hizmetçiyi dışarı yollayıp odasını hazırlamasını istedi. Açıkçası bu gün biraz yorulmuştu ve erken yatmak istiyordu.

Admin Mesaj Sayısı : 96 Kayıt tarihi : 23/09/09

Kadehi dikkatlice kavrayarak Rain i dinledi, bruası yabancı bir ev olabilirdi belki fakat tekinsiz bir yabancının evi değildi Nikkiel için, eğer Rain in kötü bir amacı olsaydı o adamları kovalamak yerine durumdan istifade eder istiyorsa kendisini o haldeyken eve bile getirebilirdi, yine gencin arabasında saatlerce güvenli bir şekilde seyehat etmişti, neden içkisine ilaç atmakla uğraşsın ki '' Size güvenmemek için bir sebep göremiyorum sorun şu ki alkolle aram pek iyi değil yine de sizin de söylediğiniz gibi bir kaç yudum alacağım'' dedi söylediği gibi kadehi dudaklarına götürerek, oh daha ilk yudum dan çarpıldığını hissediyordu , çarpılmak derken sarhoş olmak üzere falan değildi tabii fakat alkol miğdesiyle buluştuğunda bir tuhaf hissetmişti. Hah aslında ortaya çıkacak rezilliklere aldırmadan içkinin kendisini sarhoş etmesine izin vermek vardı, böylece nefret ettiği vedalardan birini azıcık olsun geciktirebilirdi...İlginçtir ne kadar soğuk olursa olsun Rain i sevmişti, ailesinde onun gibi birinin varolmasını isterdi , ihtiyaç duyduğu ilgiyi göremeyecek olsa bile en azından yolunu şaşırdığında ona danışabilirdi...

Mesaj Sayısı : 367 Kayıt tarihi : 20/10/09 Yaş : 37

Söyledikleri üzerine geriye yaslanıp bir sigara yakarak şuhça kıkırdadı. "Bana güvenmek için de bir sebebin olmamalı bence, ama tecavüzcü falan değilim merak etme." Ardından çocuğun içtikten sonra ki hali dolayısıyla çektiği derin nefesi dumanla beraber dışarı verirken "Ufak bir çocuğa içki verdim diye öğretmenlerin beni azarlamasın sonra?" dedi öğretmen lafı geçince yüzünü buruşturup kibirle sırıtarak. Hayır, kesinlikle öğretmenlere saygısı vardı, onun saygısı sadece tuhaf ve gereksiz kurallar nazarında yoktu. Ve şu kendilerini bir şey sanarak sizi devamlı azarlayan yaşlı mıymıntılara katlanamıyordu o kadar. Daha sonra Margarita'nın elinde poşetle girişini izledi. Kız reçeteye bakarak gerekli ilaçları çıkarmış bekliyordu. Rain ise Nikkiel'e dönerek kaşlarını kaldırıp "İlaç vakti" dedi. Sonra bardağı işaret ederek "Tadı hoşuna gittiyse hepsini iç, sarhoş olursun da okulu yine asarsın belki" dedi şuh ancak şeytanca bir sırıtmayla. Kızın Rain'in bu gülümseyişine hayranlıkla bakışından sonra oğlanın yanına ilerleyerek kibarca onu selamladı. "İzin verirseniz ayağınıza bakmak istiyorum?" dedi yavaşça yere çömelip merhemi açarak. Açıkçası Rain bile Nikkiel'e özenmişti, şimdi bu maharetli ve güzel parmaklar ayağında dolaşacaktı ve kendisi de masajdan ölesiye hoşlanırdı.

Admin Mesaj Sayısı : 96 Kayıt tarihi : 23/09/09

Nikkiel hin bir gülümsemeyle kaldırdı kaşlarına ''Sana güvenmemden rahatsız mı oluyorsun?'' işaret parmağı feminen bir hareketle Rain e yönelmişti. Ah ne yazık ki bu konuda elinden gelen bir şey yoktu, olaya pozitif tarafından bakmaya başlamıştı bir kez. Rain in takındığı yüz ifadesine karşılık ise kaşlarından birini havaya kaldırmıştı yanlızca kendisini ne kadar küçük görürse görsün ona karşılık vermeyecek hatta elinden geldiği kadar anlamamış ayağına yatacaktı, bu yöntemi kullanarak onun gibi insanlarla fazlasıyla eğlenebilirdiniz ''Endişe etme içki içtiğimi anlayacaklarını zannetmiyorum'' dyerek dudak büktü bu kadar asi geçinen biri azar işitmekten ne diye korkuyordu ki, aksine otoriteye karşı geldiği için ağzı kulaklarına varmalıydı. ''Eğer tedirgin oluyorsan içeriye girmek zorunda değilsin kendi başımın çaresine bakabilirim. Eğer içki içtiğimi anlayacak kadar gelişmiş sensörleri varsa da uydururum bir şeyler...'' ilaç vaktinin geldiğini duyunca aptal doktorun verdiği tuhaf ilaçların işe yarması nı ummaya başlamıştı kadehten ufak bir yudum daha alarak başını yana eğdi ''Bana bir gün daha tahammül edebilecek misin Rain?'' dedi tatlı tatlı sonrasında hizmetçiyle hiç muhattap olmadan merhemin sürülebilmesi için bulduğu bir yere kibar bir hareketle tekrardan oturmuştu...

Mesaj Sayısı : 367 Kayıt tarihi : 20/10/09 Yaş : 37

Rain Nikkiel'in işaretini muzur bir şımarıklıkla izledi "Hayır ufaklık, ben sadece acımasız dünyanın gerçeklerine değinmek istemiştim" diyor. Çok acı çekmiş bir filozof havasında söylediği sözlerine kıkırdarken çocuğun tek kaşının kalkmasına anlam vermeye çalışıyordu. Onunla kesinlikle dalga geçmemişti eğer böyle bir mana çıkardıysa. Onun derdi öğretmen bozuntularıylaydı. "Ben seni düşünüyorum" dedi başını yana yatırıp, endişelenmek yada korkmak aklının ucundan bile geçmemişti. Sadece dırdırı sevmiyordu. Ayrıca şuda gerçekti ki otoriteye karşı gelmekten büyük zevk alıyordu, ama Nikkiel'in de başını yakmak istemezdi. "Müdürle konuşmazsam başının çaresine biraz zor bakarsın" dedi sanki kendine muhtaçmış gibi davranarak. İçkiyi içmesi üzerine şeytanca sırıttı. Eğer ciddi ve sapıkça hastalıkları olsaydı bundan belki haz bile alabilirdi. Ufaklıkların için sarhoş olmasından tabi ki zevk duymuyordu, sadece serseri hallerini seviyordu. Nikkiel'in sorusu üzerine ise ukala bir bilmişlikle "Bana ayak bağı olduğunu düşünüyorsan, hiç baş belası görmemişsin demektir" diyerek Margarita'nın çömelişini ve çocuğun pantolonunu hafifçe yukarı katlayışını izledi. Ufak ayağa, bembeyaz pamuksu ellerine döktüğü merhemi narince masaj yaparak yedirişini izlerken istemeden de olsa sırıttı.

Admin Mesaj Sayısı : 96 Kayıt tarihi : 23/09/09

Sırtını masaya yaslamış büyük bir ilgiyle onu dinliyordu ''Anlıyorum anlıyorum, fakat sen herhangi biri değilsin öyle değil mi Rain?'' diye tatlı bir tonda konuştuktan sonra minicik parmaklarını birbirlerine kenetleyerek kollarını öne doğru gerdi ''Gerçekten mi? Teşekkür ederim.'' Bir an için gözlerinde öyle bir ifade belirmişti ki neredeyse gözlerinin dolduğunu söyleyebilirdiniz, durumunu belli etmemek için bakışlarını yere sabitledi, ince elleri bedeninin arkasında masanın üzerine yerleşmiş oradan güç alıyorlardı daha fazla ileri gitmemek için kendini çok fazla kasıyor gibiydi ki eğer azıcık daha içmiş olsaydı kesinlikle kendini kontrol edemez ağlamaya başlardı, buyruklarının sürekli yerine getiriliyor olmasının aksine birilerinin onun için endişelendiğini söylemesine hiç alışık değildi de...Şu an içinden Rain e sımsıkı sarılmak geçiyordu, fakat terslenmekten korktuğu için bunu yapmaya cürret edemedi ardından onun kibirli tavrına hiç te aldırış etmeyerek şirin şirin gülümsedi ''Tamam o halde, sen nasıl istersen'' dedi başını sağ yanına yatırarak. Son olarak işittiği ve çok fazla hoşuna giden cümle üzerineyse gülümsemesi haylaz bir yön kazanmıştı ''Hah, kendin kaşındın. O halde bu içkiyi sonuna kadar içip sarhoş olacağım. ''

Mesaj Sayısı : 367 Kayıt tarihi : 20/10/09 Yaş : 37

Ne demek istediğini anlamaya çalışarak biraz duraksadı. Herhangi biri olmadığını biliyordu ama bunu onun ne şekilde ima ettiği de önemliydi tabi. "Elbette değilim, eşim nadir bulunur" dedi sigarasını kültablasına sirkelerken. Açıkçası bunları kibirinden çok, şaka olsun diye lakayıt bir biçimde söylüyordu. O teşekkür ederken de sigarasıyla ilgilendiği için yüzünde ki ifadeyi görmemişti. Bakışlarının yere sabitlenmesinden bir şeyler çıkarabilirdi ama bu kadar kibirli bir çocuğun iki kelimeyle nakavt olacağını da hiç sanmadığından pek umrunda olmamıştı. Sen nasıl istersen? Hah, bu da neydi ki şimdi? Ya bir kaç saat içinde evrim geçirmişti, ya rol yapıyordu, yada cidden ama düşük bir ihtimal kendisini sevmişti. Açıkçası hangisini daha az umursuyordu bilmiyordu ama birinin önünde çözüldüğünü görmekten hoşlanmıştı. Genelde ter tepkileri beklenilen gibi itici bir etki yaratırdı ama demek ki birbirlerini çekmişlerdi. Daha sonra bacak bacak üstüne atarak sigarayı çekerken dumandan sızlayan gözlerini kısarak çocuğa baktı. "Sabah nasılsa ayılacaksın ve ben de seni derse yetiştireceğim ufaklık" dedi hayallerini yıkmak istercesine. Margarita ise beyefendisinin bu tavırlarına sadece gülümsemekle yetindi. Çocuğun neler hissettiğini Rain'in görememiş olduğunu gayet iyi bildiği için Nikkiel'e sade ve sıcak bir tavırla tebessüm edip kaşlarını kaldırdı -onunla başa çıkamazsın dercesine.- Daha sonra ufak ayağı ovmayı bitirip temiz bir bezle sarmaladı.

Admin Mesaj Sayısı : 96 Kayıt tarihi : 23/09/09

Az önce söylediklerinde romantik bir ima falan yoktu sadece yanlış anlaşılmayacağını umarak Rain e ona kanının ısındığını dolaylı yoldan söylemeye çalışıyordu hepsi bu. Gencin verdiği tepkiye karşılık olarak hafifçe kıkırdayarak '' Farkında olman çok hoş'' diye şımarıkça dudak büktü.Gencin şaka yaptığının farkındaydı ve kendiside bunu sürdürmekte herhangi bir sakınca görmemişti. Sonrasında duyduklarını ise hiç pozisyon değiştirmeden dinlemişti öylece, hizmetçinin bakışlarına kaşlarını kaldırıp dudaklarını büzerek 'belli oluyor' dercesine karşılık vermişti sonrasında bakışlarını tekrar kaldırdı başı ise cansız bir oyuncak bebek gibi yana düşmüştü. Elinde ki kadehi çıkardığı sese aldırış etmeden masaya bıraktı, içkinin verdiği o hafif kontrolsüzlükle hareket ediyordu şu an.''Pekala madem yarın okul var o halde kötü kokulu korsan içkini daha fazla tüketmek zorunda değilim.'' hah adam sanki az önce ''Tadı hoşuna gittiyse hepsini iç, sarhoş olursun da okulu yine asarsın belki" diyen kendisi değilmiş gibi davranıyordu. Eh pekala kendisi için endişelendiği ve evini cömertçe hizmetine sunduğu için Rain e minnettardı, fakat arkadaş olmak istemiyorsa Nikkiel de onun peşinden koşamazdı. Ayrıca her ne kadar karşılıksız olsa bile gence sevdiği bir arkadaşıymış gibi değer verdiği ve onu önemsediği için şu suratsızca davranışları da bu saatten sonra oğlanın ona karşı takındığı nazikçe tavırları değiştirmeyecekti...

Mesaj Sayısı : 367 Kayıt tarihi : 20/10/09 Yaş : 37

Hafifçe sırıttı, espiri anlayışları ilginçte olsa eğlendiriciydi. "Bence senin farkında olmaz daha hoş" dedi işi iyice uzatarak. Masaya bırakılan bardağı izlerken keyifle, şeytanca sırıtıp bardağı dudaklarına götürdü. Ufak yudumla ıslanan dudaklarını diliyle keşfettikten sonra "Ben yarın sabaha ayılırsın diye düşünmüştüm, yarın bütün gün yatacaksan senin için bir şarap yada şampanya da açtırabilirim." Ardından yavaşça ayağa kalkarak dumanı son kez çektiği, dibi gelmiş sigarayı küllüğe bastırırken aşırı olmasa da ciddi bir tavırla çocuğa döndü "Eğer canın tatil yapmak istiyorsa bunu ayıkken yapmalısın ki bir işe yarasın, ve kalmak istiyorsan bahanelere gerek yok bence, gitmek istemediğini söylemen yeter. Fazla eğleniyor gibi durabilirim ama kahvaltı ederken gazete okuyup durmaktan cidden sıkıldım" dedi ve işini bitirmiş hizmetçiye dönerek "İçeride ki havuzu ayarla, biraz yüzeceğim" dedi çoğu akşam yaptığı gibi. Ne söylediğinin oldukça farkındaydı, yarın sabaha ayılacaksa bu geceyi baygın geçirmenin bir anlamı yoktu. Rain, kimseye arkadaşım demezdi, ancak kimseye sen arkadaşım değilsin de demezdi. İnsanlar çevresinde bulunmak istiyorlarsa bunu çekinmeden yapmalılardı ona göre. Nikkiel'den hoşlanmıyor değildi, ama onu bir kardeş gibi görüp bağrına basmak için de herhangi bir sebep göremiyordu. Sadece bu günkü durumlarını göz önünde bulundurup ona diğerlerine davrandığından daha iyi davranabilirdi. Ardından Nikkiel'e dönerek "Yüzmek ister misin? Sonra da biraz çay içeriz, sanırım içeride nefis bir şeyler pişiyor" dedi

Admin Mesaj Sayısı : 96 Kayıt tarihi : 23/09/09

''Hmm demek seni sevmem hoşuna gitti'' kaşlarını kaldırarak başını çok hafifçe yana çevirdi, dudaklarını öne doğru büzmüştü. İçki bardağını masaya bıraktıktan sonra Rain in yüzüne yerleşen o şeytan gülümsemeye bakılırsa adamın istediği tepkiyi vermiş olmalıydı, açıkçası biraz şaşırmıştı çünkü sinirlenmemiş ya da morali bozulmamıştı, sakince kabullenmişti olayı.Oysa ki rain karşısındakinin öfkelenmesinden zevk alan bir tipe benziyordu. Sözleri üzerine yavaşça kıkırdayarak ''Anlaşılması güç birisi Rain.'' diye sakince konuştu, tabii bunu olumsuz bir manada söylememiş Rain in dengesiz olduğunu falan kesinlikle kastetmemişti. Alt dudağını hafifçe ısırarak derin bir nefes aldı, Rain e bu itirafı duymanın zevkini tattıracaktı ''Peki o halde, özgürlüğün tadını aldım ve kendimi burada mutlu hissediyorum, madem bir gün daha kalmama onay veriyorsun kahvaltıda sana arkadaşlık etmeyi çok isterim '' dedi ve kendi söylediklerini onaylarcasına çok hafifçe başını salladı. '' Olabilir tek başıma oturmak istemiyorum, fakat havuza uygun giysim yok'' Yumuşak bir hareketle masadan kayarak aşağıya indi...