|
|
| Göl | |
| | |
Yazar | Mesaj |
---|
Harlequin Admin
Mesaj Sayısı : 96 Kayıt tarihi : 23/09/09
| Konu: Göl Salı Ekim 27, 2009 10:18 pm | |
| Klasik bir akşam üzeri, etkisini yavaş yavaş kaybetmekte olan son bahar güneşi güzeller güzeli dayshire gölünün berrak suları üzerinde oyun oynarken yumuşak ve ılık bir rüzgar ıslak çimleri hafif hafif kımıldatıyordu. Saat henüz çok olmamıştı fakat Lake Dayshire lı balıkçıların ortalıkta olmayışına bakılacak olursa pek bereketli bir gün değildi. Kısa bir süre önce yağan yağmur da piknikçileri kaçırınca ortam bir avuç küçük cırcır böceğine kalmıştı. Fakat bu güzel manzarayı çerçeveleyen zarif sükunet, bir kaç adamın öfkeli bağrışları tarafından bozuldu, nefes nefese kalmış ufak tekef sarışın çocuk çelimsiz bedenininin sınırlarını zorlarcasına koştururken onları duyabiliyordu. Ne kadar uğraşırsa uğraşsın bir mucize olmadığı sürece ellerinden kurtulamayacaktı, herhangi bir sebepten dolayı hiç yorulmamış biri ne kadar hızlı koşabilirdi ki? Şimdiye kadar, ne zaman başını belaya soksa babası hiç tereddüt etmeden elini cebine atan ya da yakın bir arkadaşına ufak bir telefon açan babası tarafından kurtarılan bu narin sarışın şimdi yapayalnız dı ve hala koruduğu ukala yüz ifadesinin aksine bu durum onu biraz korkutuyordu...
İncecik ayak bileğinde hissettiği korkunç bir acıyla beraber ne olduğunu anlamadan yere yığıldı, evet bileğini burkmuştu ve başını ağaçlardan birine sertçe çarptığı için alnından sızan kan yavaş yavaş yanaklarına doğru süzülüyordu, hapı yuttuğunun farkındalığıyla beraber kolay kolay kurtulamayacağı bir el cılız bileğini canını yakacak kadar sıkıca kavrayıverdi, adam çok iri değil di belki fakat kesinlikle güçlüydü, diğer yanında beliriveren bir başkası saçlarını sıkıca yakalayarak başını yukarı kaldırmıştı şimdi, hepsini göremese bile etrafını sardıklarını tahmin edebiliyordu '' İşte buradasın kedicik, naz yapma sadece biraz oynayacağız '' kahkahakardan kaynaklanan kaba saba bir uğultu...Eğilerek iğrenç dilini yanağına değdirdiğinde Nikkiel adamın nefesini yüzünde hissedebiliyordu ''Çekin hemen o iğrenç ellerinizi üzerimden, siz benim kim olduğumun farkında değilsiniz sanırım'' Arsıca sırıtan adam oğlanın yüzüne sırf eğlence olsun diye sertçe vurduktan sonra kravatını gevşetip arkadaşlarının birinin o muhteşem boynu tadmasına müsade ederken '' Üzerinde ki cici formandan kim olduğunun fazlasıyla belli tatlım, Dayshire ın şımarık oğlanları gibisi yok değil mi beyler?'' çirkin bir uğultu daha, başka bir el ceketi nin düğmelerini bir hışımda açıvermişti, işte Nikkiel tam o sırada başka birinin daha göl civarında dolaştığını farketti arzularını tatmin etmekle fazlaca meşgu olan adamların bu dalgınlıklarından faydalanarak ''Heey!Sen Oradaki!'' diye bağırdı tüm gücüyle...
| |
| | | Achille Rain Nastka
Mesaj Sayısı : 367 Kayıt tarihi : 20/10/09 Yaş : 37
| Konu: Geri: Göl Salı Ekim 27, 2009 10:41 pm | |
| Hafif bir esneme, üçüncü sigarasını da bitirmişti işte. Ah, bütün gün burada tembel tembel oturup kitabı yarılamıştı öyle mi? Eh, güzel bir gün de yapılacak en iyi şeylerden birisi de tüm işlerine ara verip güzel manzaranın tadını çıkarmaktı öyle değil mi? Akşam serinliği hissedilmeye başlayınca yavaşçe çevik bir kedi gibi gerinip kahvesinden son yudumunu da alıp ayağa kalktı. Sırtı, boynu ve bacakları neredeyse tutulmuş gibiydi. Ah, tabi bir haftadır bu ağrıyı çekiyordu ve hala yakasını kurtaramamıştı. Güneş sarısı saçlarının bir kısmını tepeden ufak bir lastikle toplayıp göl manzarasına döndü. İyi ki bir kaç aydır elinden düşürmediği fotoğraf makinasını da getirmişti, neşeyle ışıl ışıl parlayan gölün fotoğrafını çekip masasına döndü. İşte, garsonda gelmişti. Kahvenin parasını ödeyip bahşiş bıraktıktan sonra makinanın çantasına zorla tıktığı kitaba acıyarak, çantayı omzuna asıp elinde kamerayla yürümeye başladı. Gölün üzerinde ki ufak kuğuların suda cilveleşip oynayışları, hafif hafif esen taze rüzgar ve batmaya başlayan akşam güneşi içine bir huzur dolmasına sebep olmuştu. İsli sokak lambasının yanmaya başlamasıyla pervane böcekleri hemen etrafına üşüşmüş, melankolik bir hava yaratıyorlardı. Etrafın ıssız oluşundan biraz ürperse de o kendinden emin tavırları son bulmamıştı elbette. Bir kaç ufak kahkahanın boğukça duyulmasıyla kafeyle medeniyet arasında fazla yalnız kalmayacağını sezinlemişti kıkırdayarak. Yavaşça seslerin olduğu bölüme doğru ufak bir yoldan geçerek yaklaştı. Birisinin seslenişiyle hafifçe sesin geldiği tarafa doğru baktı. Ne olduğunu ilk başta kestirememişti, herhalde bir arkadaş topluluğuydu, yada bir hırsızlık olayı. Hiç bulaşmamayı düşünüyordu açıkçası. Ekibe bakılırsa kalabalılardı ve kendisi de bir polis falan olmadığına göre cidden başı belaya girebilirdi. Hafifçe bu acınası duruma gülüp makinayı guruba doğru çevirip bir kaç kare fotoğraf aldı. Böyle komik bir sahneye her gün rastlayamazdınız öyle değil mi? Hele ufak çocuğun ifadesi çok ilginçti. Biraz bekledikten sonra bunun sıradan bir şaka yada hırsızlık olmadığına karar vermişti. Fakat tam olarak da emin olamıyordu. Pekala, ne diye bulaşaktı ki? Hiç tanımadığı bir insan için neden risk alacaktı? Kenarda durup şu an için sadece bekledi. Eğer durum ciddileşirse adamları korkutup kaçırmayı denerdi. | |
| | | Harlequin Admin
Mesaj Sayısı : 96 Kayıt tarihi : 23/09/09
| Konu: Geri: Göl Salı Ekim 27, 2009 11:12 pm | |
| Nikkiel in bağırışyla beraber bütün gözler bir anda az ileride duran genç adama çevrilmişti, sapıklardan biri elinde ki küçük bıçağı saçlarından sıkıca kavradığı çocuğun bembeyaz uzun boynuna önlem olarak dayamıştı belki fakat hepsi de pür dikkat kesilmiş bu davetsiz misafirin yapacağı bir sonra ki hamleyi tedirgince kestirmeye çalışıyorlardı, eğer orada durup hiç bir şeye bulaşmadan izleyecekse sorun yok fakat ya polisi aramaya kalkarsa başları bu küçük zengin sürtükten faydalanmaya kalktıkları için belaya girebilirdi. gencin bulaşmayı pek düşünmediğini az biraz kestirince tekrar oğlanın üzerine yöneldiler, bu durum haliyle çocuğu korkutmuştu tabii ''Orada dikilip duracağına polisi arasana.'' orada uyuşukça dikilip bir de üzerine fotoğraf çekecek pişkinliği gösterdiğine göre herhalde gazeteci falan gibi bir şey olmalıydı eğer uzun süre daha bir şey yapmamayı planlıyorsa ayağını denk alması iyi olacaktı çünkü bu saygısızlığı direk babasına anlatıp, medya kariyerini bitirebilirdi, a aa bu arada ceketi omuzlarına inmişti bile işte, adamlardan biri her itimale karşı çocuğun ağzını kapatarak ''Boşuna enerji harcama tatlım o da bu güzel manzaradan nasiplenmeye kararlı...'' bir diğeri gözlerinin içine arsızca baka baka kemerini çözmeye başlamıştı bile ve Nikkiel o kemerin nasıl iğrenç bir emel için çözülmekte olduğunu malesef çok iyi biliyordu.Kabullenmek bu kadar kibirli bir çocuk için zordu ama görünüşe bakılırsa kaderi o ukala gazeteci nin ellerindeydi. | |
| | | Achille Rain Nastka
Mesaj Sayısı : 367 Kayıt tarihi : 20/10/09 Yaş : 37
| Konu: Geri: Göl Salı Ekim 27, 2009 11:30 pm | |
| İstemeden hafifçe kızarana kadar kıkırdadı. Daha sonra adamların kendisine baktığını görüp hafifçe ciddileşti. Birisinin bıçak çıkardığını görünce işin ciddiyetini hepten kavramıştı. Derin bir şekilde oflayarak cep telefonunu çıkarıp bir kaç numara tuşladı. "İyi günler, polis mi?" dedi yüksek bir sesle. Ardından konuşmalara karşılık veriyormuşcasına "Evet memur bey, çocuk reşit değil sanırım, ayrıca zanlıların fotoğrafını da çektim. Sanırıp darp da var" Yavaşça ufak adımlar atarak iğrenç niyeti olan adamlara yaklaştı ve telefonu kapattı. Son derece küçümseyici bir ifadeyle adamları öyle bir süzüp "Bir kaç dakikaya polisler gelir, buranın cezalarının ne kadar ağır olduğunu biliyorsunuz değil mi? Bıçak falan çekmeye kalkışma sakın, birini yaralarsan canını okurlar." Ardından bilmiş ve kibirli bir edayla çocuğu süzdü. Ardından dağılmalarını emreder gibi kaşalrını çattı. Yolu baş parmağıyla işaret ederek "Bence toz olun..." dedi. Ardından rüzgarda savrulan saçlarını düzeltti. Dua ediyordu da adamlar polisi aramadığını ve buranın hatları çekmediğini bilmiyor olsalardı. Yoksa zevklerini ikiye katlayacak biri daha eklenebilirdi aralarına, ama avcı olarak değil av olarak. Çünkü bu adamlara karşı hiç şansı yoktu ve blöf en iyi çareydi. | |
| | | Harlequin Admin
Mesaj Sayısı : 96 Kayıt tarihi : 23/09/09
| Konu: Geri: Göl Salı Ekim 27, 2009 11:57 pm | |
| Polis lafını duyar duymaz değim yerindeyse adamların tüyleri diken diken olmuştu Nikkiel in çekesini sıkıca kavrayan el aşağıya indi önce, ufaklık bıçağın boynunda eskisi kadar kararlıca durmadığını sezebiliyordu. Bu esnada zaten aralarından bazılarının erken firarıyla iyicene panik olan acemi suçlular kısa bir süre boyunca bakıştıktan sonra durumdan kurtulmak üzere genç adama yapacak bir açıklama aramaya başladılar ''Pekala, pekala bıçağı indireceğim fakat sen de gitmemize izin vereceksin'' bıçak gerçekten de tam manasıyla çekilmese de biraz daha aşağıya kaymıştı, en ufak bir tehditte tamamen ortadan kalkacağı o kadar açıktı ki, ''Tamam, ama polise tek bir kelime dahil anlattığınızı duyarsam büyük bir zevkle bunu ikinizin de burnundan getiririm, ne demek istediğimi anlamışsınızdır herhalde..'' Kesici alet adamın elinden düşerek çimlerin arasında kayıplara karışırken bu iğrenç kalabalığın tümü iki dakikaya kalmadan gözden kayboluvermişti. Tüm bu olanlar sırasında gözlerini gencin yüzünden bir dakika bile ayırmadan bekleyen Nikkiel ''Wow etkilendim'' dedi ukala tavrından öndün vermeden ''Her neyse şimdi yardım et te ayağa kalkayım o sapıklardan kaçarken bileğimi burktum'' | |
| | | Achille Rain Nastka
Mesaj Sayısı : 367 Kayıt tarihi : 20/10/09 Yaş : 37
| Konu: Geri: Göl Çarş. Ekim 28, 2009 12:10 am | |
| Rain sanki yolu adamların kaçmaları için hizmetlerine sunarmışcasına yana açılıp "Buyrun tabi" dedi. Ardından saatine bakarak kendisini tehdit eden adama şuh bir bakış yolladı. Demek büyük bir zevkle ha? Hmm, daha yakışıklı bir şey olsa seve seve koynuna girerdi ancak sadece bu tacize dudak büzüp kaşlarını nazlı nazlı çatmakla yetindi. "Anlıyorum" dedi umursamazca ve onunda gidişini izledi. Adamlar dağıldıklarına göre gerçek madur yada azmettirici olan ufak beye gelmişti sıra. Aslına bakılırsa güzel bir çocuk olmak tecavüz eden kadar suçlu yapıyordu ya onu, neyse. Kendisine yiyecekmiş gibi dakikalarca seyretmesine aldırmadan yanında bitiverdi. "Etkileneceksin tabi, yoksa naneyi yemiştin" dedi. Ardından oflayıp puflayarak eğilip çocuğun elini tuttu ve yavaşça kalkmasına yardım etmeye çalıştı. | |
| | | Harlequin Admin
Mesaj Sayısı : 96 Kayıt tarihi : 23/09/09
| Konu: Geri: Göl Çarş. Ekim 28, 2009 12:29 am | |
| Yüzüne yayılan tuhaf bir sırıtış daha sonra yerini ufak bir kıkırtıya bıraktı genelde çevresinde emirlerine itaat edecek salakların olmasını tercih ederdi fakat gel gelelim gencin bu ukalalığını sevmişti, sonradan işittiği oflayıp puflamalara zerre kadar aldırmadan biraz gençten biraz da ağacın gövdesinden destek alarak güç bela ayağa kalktı, biraz sendeledikten sonra kurtarıcısı nın koluna izin almaya bile teşebbüs etmeden giriverdi, eh ne yapabilirdi ki bir ayağının üzerine basamıyordu bu durumda biraz daha yardım alması gerekecekti, hafifçe gence yüklenip boşta ki eliyle ceketini omuzlarına doğru çektikten sonra ''Benim adım Nikkiel, sen kimsin? Ne iş yapıyorsun?'' yakından görüp te üzerinde ki şeylerin pahalı giysiler olduğunu gördükten sonra gazeteci olamayacağına karar vermişti şayet o kadar para kazanabilen bir gazeteci olsa şahsen tanımasa bile görntüsünden çıkartırdı. | |
| | | Achille Rain Nastka
Mesaj Sayısı : 367 Kayıt tarihi : 20/10/09 Yaş : 37
| Konu: Geri: Göl Çarş. Ekim 28, 2009 12:40 am | |
| Üzerine bir kedi misali tırmanmaya başlayan çocuktan kurtulamayacaktı anlaşılan. Eh, madem öyle yavaşça uzun ve ince yapılı kolunu gencin kolunun altına dolayıp onu iyice kaldırdı. Neyse ki hafif bir çocuktu da üzerine yığılıp kalmamıştı. Ceketini düzeltmesine yardımcı olduktan sonra yavaşça eğilip yarısı açılmış kemerini sırıtarak ve hafif bir muzurlukla ilikledi "İnce noktaları unutmayalım, yolda pantolonun düşerse başıma kalırsın sonra" dedi. Ardından ayağa kalkarak yüzüne düşen saçlarını savurdu. Çocuğun koluna tekrar girerek yavaşça kararmaya başlayan havayı da hesaba katıp yürümeye başladı. "İsmim Rain, sanatçıyım" dedi fazla uzatmadan. Aslına bakıırsa mesleği biraz karışık olduğu için en iç açıcı gibi görünen sanatı seçmişti. Eh, zaten bir santçıydı da. "Ya sen?" | |
| | | Harlequin Admin
Mesaj Sayısı : 96 Kayıt tarihi : 23/09/09
| Konu: Geri: Göl Çarş. Ekim 28, 2009 1:02 am | |
| Giysilerini düzelten gence bir teşekkür sunacak kadar nazik olmasa da en azından o tuhaf gülümsemesini göstererek kendince duyduğu memnuniyeti belirtti. Yanlızca onu tanıyanların bildiği birşey olsa da kendisine kazayla dokunan birini bile acımasızca aşağılayan Nikkiel in Fiziksel temas kurmaktan kaçınmaması genci kendi standartlarında biri olarak gördüğünün kanıtıydı. ''Wow demek sanatçısınız'' Rain şu anda gerçekten şanslıydı çünkü eğer Nikkiel yaşadıklarından dolayı yorgun olmasaydı sanat hakkında ne kadar çok şey bildiğini bir sanatçıya gösterme hevesiyle dır dır konuşmaya çoktan başlamış olurdu. Son sorusunun cevabını ise ''Öğrenciyim, Dayshire da...'' diye gururla çarçabuk söyleyiverdi | |
| | | Achille Rain Nastka
Mesaj Sayısı : 367 Kayıt tarihi : 20/10/09 Yaş : 37
| Konu: Geri: Göl Çarş. Ekim 28, 2009 12:42 pm | |
| "Hı hı" dedi başını yavaşça yukarı aşağı sallayarak. Bunu gurur duyulacak bir şey olarak görmüyordu açıkçası. Hatta bir bilim adamı kadar, yada herhangi bir meslek kadar dünyaya katkısı olmayan bencilce bir olay olarak görüyordu sanatçılığı. Bunu biri duysa şiddetle karşı çıkardı ama insanları sağlığına kavuşturan bir doktorla da kıyaslanmayacağını biliyordu. Açıkçası başkalarıın çok değer verdiği şeyler de hep bir kusur bulup kimine göre 'itici' bulunmasının sebebi de buydu. Aslında pekte umrunda sayılmazdı, sonuçta kimisi de kendisini ilginç ve çekici buluyordu. O ise sadece her şeye burun kıvırabilecek kıvamda gezmeyi seviyordu. Doğrusunu söylemek gerekirse bunu farklı görünmek içinde yapmıyordu, düşünceleri nedense bu yönde beslenmişti hep, kişiliği de böyleydi işte. Çocuğun okulundan bahsetmesi üzerine bahsettiği liseyi şöyle bir düşündü. Bu şehirle fazla içli dışlı olmadığı için hatırlayamamıştı. "Her neyse, işte arabam" dedi yavaşça ön koltuğun kapısını açıp oturması için işaret ederek. onu bir yere götürmeyi düşünmüyordu, sadece hastanelik olacak kadar bileğinin incilip incilmediğine bakacaktı. Yavaşça şoför koltuğunun yanında ki peçeteyi almak için giderken "Şimdi söyle bakalım; okuldan mı kaçtın? Yoksa okul gezi mi?" dedi burada tek başına ne halt yemeye geldiğini öğrenmek için. Peçeteyi alıp geldiğinde eğilmiş çocuğun ayakkabılarının bağını çözmeye başlamıştı. "Sadece bileğine bakacağım, sen de şu peçeteyle alnını sil" dedi başkasının başına kalmış veledini zar zor idare etmeye çalışan biri gibi. | |
| | | Harlequin Admin
Mesaj Sayısı : 96 Kayıt tarihi : 23/09/09
| Konu: Geri: Göl Çarş. Ekim 28, 2009 1:08 pm | |
| Kaşlarını kaldırarak adamın arabasını şöyle ukalaca bir süzdü , yüz ifadesi pek değişmediği için bir şeyi beğenip beğenmediğini o dile getirmedikçe anlayamazdınız. Çoğu şeyi beğenmemekle beraber kimi zaman beğendiğini reddetmek işine geliyordu... Rain arabanın ön kapısını açınca neşelenerek rahat koltuğa ancak kibirle kuruldu, nihayet oturacak bir yer bulmuştu işte. Ah anlarsınız ya küçük beyimiz bırakın koşup yorulmayı incinmiş bir bilekle iki adım yürümeyi bile hazmedemiyordu. Bacak bacak üstüne atarak '' ikisi de değil, dersim sona erdikten sonra saatinde dönmek şartıyla, okuldan çıkabilirim.'' diye kısaca açıkladı durumunu sonrasında kaşlarını kaldırmış ayakkabılarını çözmeye başlayan genç adamı ukala ukala seyrederken ''Hah iyi olur'' peçeteye uzandı ve onu kanayan alnının üzerine bastırdı, moraran yüzüyle beraber alnında ki ağrıyı da yeni yeni farketmeye başlıyordu. Bu arada adamın sergilediği tavra hiç aldırış ettiği de yoktu çünkü zaten ilgilenmek zorunda olduğu inancı içerisindeydi... | |
| | | Achille Rain Nastka
Mesaj Sayısı : 367 Kayıt tarihi : 20/10/09 Yaş : 37
| Konu: Geri: Göl Çarş. Ekim 28, 2009 1:51 pm | |
| Rain'in yüz ifadesi, çocuk son model spor arabasını süzerken hafifçe değişmiş, sadece sırıtmıştı. Bu güzel arabayı bir şoförün ellerine teslim etmeyi düşünmediği gibi böyle güzel bir yere de iki kişilik arabayla bir de şoför taşıyacak değildi. Her neyse, ona hava atmayı kestiğine göre bacak bacak üstüne atan çocuğa hafifçe sırıtıp ayakkabısını çıkardı. Tatlı, ufacık bir ayak bulmayı umuyordu ve öyle de çıkmıştı karşısına işte. Çorabı acıtmamaya özen gösterek dizinden aşağı doğru indirip çıkarttı. Hafifçe ayağını ve ince bileğini inceleyip, uzun ve nazik parmaklarını değdirdi. Yavaşça topuğuna ve eklem yerlerine bastırarak "Acıyor mu?" diye sordu. Eğer şiddetli bir ağrı hissederse bir doktora göstermekte fayda olabilirdi, aksi takdirde bir kaç gün uzanıp yatsa herhalde kendiliğinden geçerdi. Hava hepten karardığı içinde belli etmese de bu ufaklıkla ne ypacağını düşünüyordu. "Okula geç kalmak gibi bir problemin var mı?" merakla kaşları havaya kalktı. Yüzünün morarmasıyla ise istemeden de olsa ufak bir telaş belirtisi okunabiliyordu gözlerinden. Şimdi bir de bayılır kalırsa ne yapacaktı. Doğrulup mendili kenara çektikten sonra yaraya baktı. Arabasında bir ilk yardım çantası bulunmadığı için kanı torpido gözündeki kolonyalı mendili çıkararak nazik bir dokunuşla temizledi. "Fazla kötü bir şey değilmiş" diye mırıldandı iyice yaklaşıp yarayı incelerken. Neyse az biraz maharetliydi de canını yakmamayı başarmıştı. | |
| | | Harlequin Admin
Mesaj Sayısı : 96 Kayıt tarihi : 23/09/09
| Konu: Geri: Göl Çarş. Ekim 28, 2009 3:08 pm | |
| Spor arabayla gezmesi, Nikkiel e pek sosyal biri olmadığını düşündürmüştü yoo hayır sosyal açıdan yeteneksiz değil de yanlız kalıp kafa dinlemeyi daha çok seven biri... zaten takılmak için göl kenarını seçmesi de bunu kanıtlar nitelikteydi, öğrenci tayfası dadanmadığı sürece pek bir sessiz sakin olurdu buralar. Her an mızmızlanmaya müsait bir yapısı olduğu için ayakkabısı çıkarılınca çok hafifçe kımıldanarak gözlerini kıstı, sonrasında bileklerini inceleyen genci süzmeye başladı Soğuk ve suratsız olmak için elinden geleni ardına koymuyordu Rain, ama emretmesine gerek kalmadan eğilip bileğinde bir şey olup olmadığını kontrol etmeye başlamıştı bile yani düpedüz rol kesiyordu. Bileğine değdiği zaman sorduğu soruya inleyerek verdi yanıtını, ''Uh, evet acıyor'' koltuğun kenarlarını sıkı sıkı kavrayarak destek aldı, aldığı en büyük hasar incinen bileği olduğu halde gören de ciddi bir şekilde yaralandığını sanardı ''Yoo, henüz saat çok geç olmadı...'' haha bak yeni dostu Rain şimdi de endişelenmeye başlamıştı, hem de aldığı en ufak darbe yüzünden. O morluğun sebebi adamın amaçsızca attığı tokat tı sadece ve Nikkiel yüzüne tokat yemiş olmayı hala hazmedemiyordu doğrusu ''Sana nasıl görünüyor bilmiyorum ama orayı ağaca çarptım çok acıyor...'' başını yanına yatırarak gencin buna vereceği tepkiyi beklemeye başladı sabırlarını sınar gibi | |
| | | Achille Rain Nastka
Mesaj Sayısı : 367 Kayıt tarihi : 20/10/09 Yaş : 37
| Konu: Geri: Göl Çarş. Ekim 28, 2009 9:39 pm | |
| Rain, hafif bir sıkkınlık belirtisiyle gözlerini kıstı. İşaret parmağını yavaşça dudağının üstüne bastırmış ne yapacağını düşünüyordu. Pekala onu hastaneye götürebilirdi, ancak evine bırakıp ilgilenme işini ailesinin de başına sarabilirdi... Pekala, itiraf etmeliydi ki zor durumda ki bir insanı yüz üstü bırakmak onun gibi birine bile rahatsızlık veriyordu. Tecavüz değil de başka bir yaralanma durumu olsa evine bırakırdı ancak böyle bir durumda da itiraf etmeliydi ki ona biraz da olsa acımıştı. "Pekala, seni evine mi bırakmamı istersin? Yoksa doktora mı götüreyim?" dedi merakla. Şimdi evde laptobunun başında açtığı leziz bir şarabı yudumlarken çektiği resimlere keyifle bakıyor olabilirdi. Yada ufak hizmetçisi Margie'nin yaptığı enfes masajla da rahatlıyor olabilirdi. Ama bu veletle uğraşması gerekiyordu ve nedense durumunu abarttığını sezdiği için onun için endişelenmişte görünmek istemiyordu. Hah, zaten endişelenmemişti, neden merak edecekti ki? Ardından yaraya şöyle bir bakarak olağan bir şeymiş gibi yüzüne çevirdi gözlerini "Doğaldır çarpma şiddetiyle acır, ama merak etme beyin sarsıntısı falan geçirmemişsin" Ardından bileğini son bir kere daha inceleyip görünür de hiç bir şey olmadığını bir kere daha düşündü. Ufak bir burkulma gibiydi ona kalırsa, biri hafif bir masaj yaparsa ve uzanıp yatarsa geçebilirdi. Ardından abartmasına fırsat bırakmasın diye ayağa kalkıp kolonyalı mendil paketini eğilip torpida gözüne fırlattı. Vereceği cevabı bekliyordu büyük bir merak ve sabırsızlıkla. | |
| | | Harlequin Admin
Mesaj Sayısı : 96 Kayıt tarihi : 23/09/09
| Konu: Geri: Göl Çarş. Ekim 28, 2009 10:15 pm | |
| Nikkiel, hissettirmeden gülümsedi. Adamın yüzünde ki sıkıntı belirtilerini okumuştu, esasına bakarsanız normal şartlar altında hiç umurunda olmaz hatta inadına onu süründürürdü fakat Rain denen bu adam çok zor bir durumdan kurtulmasını sağlamış biri olarak azıcık ta olsa saygıyı hak ediyordu, kendisi ni başından atması na müsade edecekti o halde. Hiç bozuntuya vermeden, önüne dönüp araba nın konforlu koltuğuna iyicene yaslandı '' Seni bu konuda serbest bırakıyorum, ne istersen onu yap, benim evim burada değil yatılı okuyorum. İstersen okula bırakabilirsin, veya hastahane de indirebilirsin sana kalmış.'' diyerek topu ona geri gönderdi hanisini seçerse seçsin sonuçta ayağını uzatacağı rahat bir yatağı olacaktı ya...Kendisine ilgi gösterecek ve kaprislerini çekecek başka bir enayiyi de her yerde bulabilirdi. Başında ki ağrının feciliğini anlatmasına fırsat bırakmayan gence ''Beyin sarsıntısı geçirmediğimi nereden biliyorsun şimdi de doktor mu oldun?'' diye küstah bir tonda cevap verdi fakat kesinlikle çıkışma tarzı bir şey olmaktan uzak tı bu. Daha çok her zaman yaptığı gibi tatlı tatlı sataşıyordu ''Tut ki bu gezegenden olmayan casusluk amacıyla gönderilmiş iki on ebatlarında on bin beş yüz kollu süper zekalı eşsiz bir varlıksın, da en başarılı beyin cerrahlarına parmak ısırtacak doktorluk yeteneklerin var, böyle sert çarpmaların beyin kanamasıyla sonuçlanabileceğini bilmiyor musun? ya bir anda düşüp baylır bir daha da asla gözlerimi açamazsam?'' tek kaşını muazzam bir beceriyle kaldırarak biri yeşil diğeri mavi olan ip iri gözlerini Rain e dikmiş bir cevap bekliyordu... | |
| | | Achille Rain Nastka
Mesaj Sayısı : 367 Kayıt tarihi : 20/10/09 Yaş : 37
| Konu: Geri: Göl Perş. Ekim 29, 2009 6:43 pm | |
| Serbest bırakıyormuş, hah katıla katıla güledi şimdi ama neyse. Vitesi değiştirip hiç bir şey demeden farları yakıp gaza bastı büyük bir hızla. Hastanenin yolunu tutuyordu. Şimdi bu saatte okula giderse onu cidden başından attıklarını görürlerdi ve soracakları sorular ve sitem dolu bakışları hissedip canının sıkılmasını istemiyordu. Asıl amacı, evet tamamen; vicdanını rahatlatmaktı. Beyin sarsıntısıyla ilgili sözleri esnasında da gözlerini devirdi. "Beyin sarsıntısının belirtileri bilmek için uzaylı yada doktor olmaya gerek yok. Bayılmadın, rengin gayet normal ve üstelik çenen de gayet düşük, falan filan. Eğer bir kaç gün sonra başında bir şişme olursa o zaman kork ama o kısmını ben göremeyeceğim sanırım" Ardından başını gence çevirip kemeri ufak bedenin üstünden geçirdikten sonra bir de trafik kazası yada para cezası yememek istediğini belirtir gibi kaşlarını kaldırdı. Ardındam mırıldanırcasına direksiyonu çevirirken "Merak etme, bir şey olmaz" dedi umursamazca. Sonra kendisine çevripmiş iki renkli gözlere için rahat olsun manasında göz kırpıp yola bakmaya devam etti. | |
| | | Harlequin Admin
Mesaj Sayısı : 96 Kayıt tarihi : 23/09/09
| Konu: Geri: Göl Perş. Ekim 29, 2009 7:11 pm | |
| Koltukta öylece oturmuş, ağrıyan ince bileğini kımıldatmamanın yollarını ararken ''Nereye Gidiyoruz?'' diye sorduğunda meraklıdan ziyade sabırsız bir insanı çileden çıkarabilecek kadar bilmiş bir hali vardı. Az önce hiç soluk almadan sarfettiği up uzun cümlenin cevabına karşılık olarak ise ''Hah!'' diye ufak bir ses çıkardı sadece ya söyleyecek bir şey bulamamıştı ya da günün yorgunluğu iyicene üzerine çökmeye başlamıştı ve tartışmayı uzatmak istemiyordu. Yine de elini çarptığı yerin üzerine götürerek, mızmızlanmak için bir bahane aramayı ihmal etmemişti tabii. Aradığını bulamamanın verdiği hayal kırıklığına rağmen hiç bozuntuya vermeden kollarını kaldırıp Rain in kemeri sorunsuzca bağlamasına izin verdikten sonra ''Umarım bir şey olmayacağı konusunda haklısındır, eh günü kurtardın...eğer olur da bir kaç gün sonra başımda bir şişlik oluşursa beni çoktan başından atmış olacağın için sözlerin pek güvenilir gelmiyor da.'' İnce yapılı kolları nı torpido gözünün üzerine yerleştirip başını da onların üzerine yasladı ve renkli gözlerini uyuşuk bir kedi gibi kıstı, arabanın hareketiyle yarattığı rüzgarı saçları ve yumuşacık cildinde hissedebişiyordu... | |
| | | Achille Rain Nastka
Mesaj Sayısı : 367 Kayıt tarihi : 20/10/09 Yaş : 37
| Konu: Geri: Göl Cuma Ekim 30, 2009 12:54 am | |
| "Hastane" dedi kısa ve net bir yanıt olarak. Hah, demesine karşılık ise bu raundu kazandığının gayet bilincinde olarak hafifçe esneyerek yola devam etti. Eğer çocuk kendisinin haklı olduğunun farkında olsaydı Rain'e göre çeneyi düşürmeye devam ederdi ama herhalde ki kendi şapşallığının farkına varıp susmayı tercih etmişti. Ona yüz vermemekten de oldukça memnundu, zaten yapacağı en son şey olurdu bu. "Olay anında beynin sarsılmadıysa merak etme sonra hiç bir şeycik olmaz, güvenilir veya değil bence şu an tek sorun bileğinde ki ufak burkulma ve merak etme oda seni öldürmez" Ardından hastaneye ulaşan arabayı parkedip arabadan indi. Kapıyı kapattırken etrafta bakınıyordu. Tabi ki onu kucaklamayacağı için tekerlekli sandalye bulması gerekiyordu ama nereden bulacaktı ki? Yavaşça çocuğa baktı, aslında cevabı az çok kestirebiliyordu ama son bir umutla "Hastane kapısına kadar yürüyebilir misin?" dedi, tabi olumsuz bir cevap alacağını tahmin ettiği için çoktan gözleri birilerini aramaya başlamıştı. Eğer bulamazsa onu taşıması gerekecekti ve hazırlık yapamaya da başlamıştı, ceketini çıkarıp bir kaç düğmesinin açık bırakıldığı zarif gömleğini düzelterek. | |
| | | Harlequin Admin
Mesaj Sayısı : 96 Kayıt tarihi : 23/09/09
| Konu: Geri: Göl Cuma Ekim 30, 2009 11:31 am | |
| Adama başka bir cevap daha vermek yerine torpido gözünün üzerinde uyuklamayı şeçen Nikkiel açıkçası adamın düşüncelerini ne önemsiyordu ne de merak ediyordu ki ona sorarsanız Rain kabul etsin etmesin gene haklı olan kendisiydi. Kendisine yüz verip vermemesi de hiç umurunda değildi sonuçta işini görüyordu ya...Arabanın yavaşladığını hissettiğinde neredeyse uykuya dalmak üzereydi, çok kısa bir süre sonra duracaklarını var Rain in üzerine dikilmişti ''Uh pekala, zaten geldik artık. Doktor da bu söylediklerini tekrarlarsa problem yok. Bileğime gelince umarım kırık, çkık falan yoktur. Öldürmese bile hareketlerimi daha şimdiden kısıtladığı kesin. '' cevap verdiği esnada 'doktor' kelimesini küçümser bir tonda sarfederek, bir kez daha ne kadar sinir bozucu olabileceğini kanıtladı. Küçük bey kendi ailesinin yanındayken isim yapmış profesörlere tedavi olduğu için kendi değimiyle 'sıradan hastahaneler' de çalışan 'sıradan doktorlar' ı şuursuzca aşağılıyordu, işte. ''Hah bu bilekle mi? Sanmıyorum.'' uyuşuk uyuşuk doğrulup tekrar arkasına yaslandı, rain bir çözüm bulana kadar burada durup bekleyebilirdi, zamanı boldu nasılsa. | |
| | | Achille Rain Nastka
Mesaj Sayısı : 367 Kayıt tarihi : 20/10/09 Yaş : 37
| Konu: Geri: Göl Cuma Ekim 30, 2009 12:11 pm | |
| Sözerini sadece dinledi, abarttığı buradan belli oluyordu nasılsa. Bir kere kırık yada burkulma olsa acıdan konuşamazdı bile, laf yetiştirecek yerde oturup bas bas bağırırdı. Her neyse, koltuğundan kalkıp nazlanan çocuğun yanına gitti ve kapıyı açtı. Kemerinin eğilip çözdükten sonra anahtarıda kontaktan çekti ve ufaklığı nazikçe kucağına aldı. Çocuk her ne kadar ufak tefek bir şey de olsa kendisi için ağırdı. "Sıkı tutun, bu işte çok acemiyim" dedi. Eğer tecavüz olmasa onu böyle amele gibi taşımayacağını tekrarlıyordu kendisine onu yere bırakmamak için. Ardından ayağıyla kapıyı kapatıp kilitledikten sonra dengesini bulmak için kapıya yaslanıp bir kaç saniye bekledi. Durumun vahimiyeti ve komikliği sayesinde ender rastalanacak bir kıkırdamayla çocuğa baktı, şirin suratına çapkınca göz kırpıp "Bunun kymetini bilmelisiniz ekselansları" dedi ve yavaş yavaş hastane kapısına yürümeye başladı. | |
| | | Harlequin Admin
Mesaj Sayısı : 96 Kayıt tarihi : 23/09/09
| Konu: Geri: Göl Cuma Ekim 30, 2009 12:55 pm | |
| Başını azıcık kaldırıp dikiz aynasından kendisini şöyle bir süzdükten sonra, parmakları nı incecik telleri birbirine dolaşmış sarı saçları arasına daldırarak onlara kabaca şekil verdi, mükemmel görünmeselerde sokağa çıkılabilecek hale gelmişlerdi artık. Ah o kendine çeki düzen vere dursun Rain de bir çözüm bulmuş olacak ki yanında bitivermişti işte, onun kemerini çözüşünü ve anahtarı alışını seyrettikten sonra kendisini kucaklamasını memnuniyetle karşılayıp, ufak uyarısını göz önünde bulundurarak kolları nı yumuşak bir hareketle boynuna doladı, eh ne kadar ufak tefek olursa olsun, ağırlığı Rain i bir miktar rahatsız edecekti tabii, sonuçta tıka basa dolu bir çantayı taşırken bile kollarınız bir miktar yorulurdu. Nikkiel, Rain in kapıyı ayağıyla kapatması üzerine hafifçe sırıtıp, onun kıkırdamasına eşlik ettikten sonra ''Çok naziksiniz beyefendi.İçeriye girdiğimizde insanların şu görüntüye ne tepki vereceğini dahil göze almanız beni çok etkiledi'' dedi sesinde bir miktar ukalalık kalıntısıyla, ama alay ediyormuş gibi de durmuyordu. | |
| | | Achille Rain Nastka
Mesaj Sayısı : 367 Kayıt tarihi : 20/10/09 Yaş : 37
| Konu: Geri: Göl Cuma Ekim 30, 2009 1:25 pm | |
| Rain, sırıtmasına son vermeden "Ne tepki verecekelrmiş ki? Yaralı birini hastaneye taşıyorum evime değil" dedi. Ardından hastanenin kapısını kendisine açan kişiye kibarca baş selamı verip içeri girdikten sonra görevlilerden birinin yanına gidip doktordan randevu istedi. Sonra yavaşça doktorun odasına doğru ilerleyip içeri girdi. Nikkiel'i doktorun karşısına oturtup kendisi de köleye çekilip muayenenin bitmesini beklemeye başladı. | |
| | | Harlequin Admin
Mesaj Sayısı : 96 Kayıt tarihi : 23/09/09
| Konu: Geri: Göl Cuma Ekim 30, 2009 1:51 pm | |
| ''Bilmem, her şeye rağmen ilginç görünüyoruz.'' hah ne düşünürlerse düşünsünler umurunda değildi gerçi, kendisi halinden memnun olduğu sürece hiç bir şeyin önemi olmadığı kanısındaydı. Hastahane kapısından içeri girdiğinde hiç istifini bozmadan Rain in kendisini doktora teslim etmesini bekledi...Olayları takiben, oğlanın çok doktora mesleğini öğretme çabaları, bitip tükenmeyen dırdırı ve ukalalıklarıyla dolu bir kaç dakika nın ardından muayene bitmiş bileğin incindiği fakat kırık çıkık gibi bir durum da olmadığına karar verilmişti, sonuçtan pek memnun kalmayan Nikkiel kaşlarını sabırsızlıkla kaldırarak Rain in gelip kendisini arabaya geri götürmesini beklemeye koyuldu | |
| | | Achille Rain Nastka
Mesaj Sayısı : 367 Kayıt tarihi : 20/10/09 Yaş : 37
| Konu: Geri: Göl Cuma Ekim 30, 2009 2:00 pm | |
| Sonucu duyup işinin bitmeye başladığını anladıkça ister istemez de rahatlıyordu. Doktordan izin isteyip kendisi dışarı çıktığında derin bir 'oh' çekmişti. Bu ufak çocuklar cidden başını ağrıtıyordu. Hastane masraflarını karşılarken görevlilerden en düşük rütbeye sahip olanını seçerek sırıttı. Onu peşinde sürükleyerek bir miktar para karşılığı ufak 'prens' i arabaya taşımasını rica etti. Evet, yanlış duymadınız, rica etmişti. İstediğinde insan ilişkilerinde mükemmel olabileceğinin kanıtıydı bu. Doktorun odasına peşinde ki hizmetliyle girip Nikkiel'i işaret etti. Adam hiç bir şeye fırsat bırakmadan çocuğu hop diye kucaklamıştı ve Rain hakettiği kollarda olmasından memnundu. Sonra ikisininde önüne düşerek ilerlemeye başladı. | |
| | | Harlequin Admin
Mesaj Sayısı : 96 Kayıt tarihi : 23/09/09
| Konu: Geri: Göl Cuma Ekim 30, 2009 2:16 pm | |
| Hastane gibi sevimsiz ortamlardan hiç haz etmediği için buradan çıkmak üzere olduğuna Nikkiel de sevinmişti, az sonra havalı binalarla donatılmış okuluna varıp yönetmekte zorluk çekmediği insanların arasında olacaktı, muhtemelen sersem oda arkadaşı bileğini rahat ettirmek için elinden geleni yapardı hatta durumunu biraz daha dramatize edip üzeirnde ki spot ışıklarının sayısını ikiye katlayabilirdi. Bunun yanında üzerine basamadığınız bir bilek sıkıcı etkinlikerden hatta derslerin bir kaçından bile kaytarmak manasına geliyordu. Hastahane görevlisi tarafından öyle birden bire kucaklanınca adamın ne yaptığını ilk başta anlayamadığı için biraaz huysuzlanmıştı fakat durum kendine izah edilince sorun çıkarmaktan vaz geçti sadece arada adama biraz daha düzgün taşıması nı buyurdu o kadar... | |
| | | | Göl | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |
|