|
|
| Goodwin ler | |
| | Yazar | Mesaj |
---|
Harlequin Admin
Mesaj Sayısı : 96 Kayıt tarihi : 23/09/09
| Konu: Goodwin ler Paz Kas. 01, 2009 4:25 pm | |
| Alyssa Goodwin :Küçüklüğünden beri herkesten güzel olması gerektiğini kafasına kakıp makyajsız bahçeye bile çıkmasına müsade etmeyen, bir kilo bile alınca ya da yüzünde küçücük bir sivilce belirince ona veba lı muamelesi yapan hastalıklı bir annenin kaprisli kızı olarak çok dengeli bir ruh haline sahip değildir belki fakat en azından annesi kadar takıntılı da olmamıştır. Bu bayan için mühim olan saçının şekli ya da kilosundan çok herkesten daha fazla çanta ve ayakkabıya sahip olabilmek, bir giydiğini bir daha giymemek üzere binlerce pahalı giysi satın almaktır. kısacası tüm ailede var olan tüketim çılgınlığı Alyssa da çok daha fazla ve önüne geçilemez bir dürtü olarak görülmektedir. Sıkıcı bulduğu 'Hanımefendi' tavırlarını benimsemektense, 'modern şehirli genç kız ' kalıbına birebir uyan, rahat, özgür biri haline gelmiştir eğlenceye ve alkole düşkünlüğü hatta diğer 'it girl' lerin çoğu gibi işi abartıp iyicene dağıtmasını son derece yersiz bulan babasının sürekli Ophelia yı örnek göstererek Alyssa yı azarlamasıı iki kızın arasını oldukça açmıştır, Alyssa nın güçlü,öfkeli ve aksi mizacı böyle bir duruma açıkça zemin hazırlamaktadır zaten. Yanlız öfkesini Ophelia, abisi ya da bir başka aile ferdinden çok herkes gibi zavallı üvey kardeşi Liberity den çıkarmaktadır. Negatif miş gibi görünen tüm huylarına rağmen kötü bir kız değildir aslında, hatta onu öfkelendirmediğiniz, liderliğine göz yumduğunuz sürece en iyi arkadaşı olma ihtimaliniz bile vardır, örneğin abisinin eksantrik arkadaşı Vincent la çok iyi geçinmektedir... Liberity Goodwin:Leon ve Alyssa nın babası nın yasak bir ilişki sonucu sosyetik bir hanımı hamile bırakmasıyla dünyaya gelmiş, öz babası tarafından kesinlikle kabul edilmediği için varlığından şikayet edip duran şirret öz annesi nin yanında sürekli aşağılanarak büyümüştür. Ona Libertiy adını veren kişi, Nietzche fanı ağlak, depresif ve kılıbık bir filozof olan üvey babasıdır, adam öz çocuğu olmadığı halde oğlanı elinden geldiğince kanatları altına almaya çalışmış, kendisi de bizzat mağdur olduğu için girişimleri büyük ölçüde sonuçsuz kalmış ancak en azından zavallı çocuğun az biraz sevgi görmesini sağlamıştır. Yaşadığı şartlar sonucu ürkek biri olup çıkmıştır Liberity, hızlı yaşam tarzlarına bir anlam veremediği yeni ailesi nin yanı eskisinden çok daha berbat bir cehennemdir onun için, çünkü burada hiç istenmediğini iliklerine kadar sezebilmektedir. İnsan bu kadar iyi huylu ve nazik bir çocuğu sırf yasak bir ilişki sonucu dünyaya geldi diye nasıl reddedebilir ki? Oysa ki genç Liberity nin masumiyeti o güzel yüzüne yansımıştır, öylesine sıcak kanlı ve güler yüzlü dür ki en mutsuz olduğunuz anda bile içinizi ısıtabilir yeter ki ihtiyaç duyduğu sevgiyi ve korunduğunu hissedebilsin... Leon Goodwin:Gerek boynunu yarılayan hafiften kabarık sarı saçlarının çevrelediği ince ve çarpıcı hatlarla süslü muazzam yüzü, gerek dimdik asaletli bir duruşla daha güzelleşen zarif yapılı bedeniyle çok çarpıcı genç bir beyefendidir. Tıpkı üvey kardeşi Liberity gibi nadide lacivert gözlerini babasından almıştır. 'Gotik' moda akımına kapılanlardandır ancak daima kaliteli giysiler giyer, 'Bilgisayar mühendisi' dendiğinde aklınıza gelen şu gözlüklü top sakallı ve aşırı özensiz giyimli tiplerden biri olmadığı için icra ettiği mesleği öğrenen insanlar daima şaşkına dönmüştür.
Soğuk, kibirli, umursamaz, acımasız özellikle de çirkin kadınlara karşı... Kız kardeşi Alyssa ne kadar hırçın ve gürültücüyse Leon da bir o kadar sakin ve sessiz bir gençtir, görgü kurallarına harfi harfine uymak yerine nerede nasıl davranılacağını bilmekle beraber bu bilgiyi özenle hayata geçirmesi onu gerçek bir beyefendi haline getirmiştir. Gel gelelim ne kadar nazik olursa olsun şu an ki kız arkadaşı Valerie yle tanışana kadar ailesine yaraşır biçimde zengin playboy u oynamış, diğer erkekleri peşinden koşturan bayanları kendi peşinden sürdürmüştür ve değil kendisiyle aynı yatağa girmek yanında göründükleri için bile şanslı hissetmeleri gerektiğini söyleyebilecek kadar da kibirlidir. Kişiliği nin diğer bir belirgin özelliği de son derece kayıtsız olması dır ilginçtirki bu kayıtsızlık işi ve iş arkadaşları özellikle de Vincent söz konusu olduğunda ortadan kalkıverir hoş iş yerinde ki Leon tanınmayacak kadar farklı biridir zaten, örneğin çok çabuk sinirlenir, işi yolunda gittiğinde sevindiğini belli edebilir, normalden daha konuşkandır...Kız arkadaşı söz konusu olduğundaysa eğer gerçekten aşık olduğu biriyse gerektiğinde ne kadar romantik bir erkek olabileceğini göstermekten hiç çekinmez, eski bir playboy için ilginç kaçacak belki fakat sevdiği kadına bağlanmaktan korkmaz,sadık bir sevgilidir ve karşı taraf istemediği sürece ilişkisini asla sona erdirmez...
Esasına bakarsanız kendini beğenmişin teki olmakta da pek haksız değildir çünkü muazzam dış görünüşünün yanında bir de eşsiz sanat yeteneğine sahiptir enstrumanların çoğunu çalmayı becerir, profesyonel kariyer için vakit bulamasa da yüksek fiyatlara alıcı bulabilecek kadar iyi çizer ailesinin sanat kolleksiyonu için eser seçme görevini bizzat kendisi üstlenmiştir. Çok fazla kız arkadaşı vardır, erkek arkadaşlarını ise genelde fiziksel ve karakter özellikleri kendisine benzeyen çekici genç adamlardan seçer buna karşın biricik Vincent ta onun için çok değerlidir...Geceleri Kızlı erkekli gruplarla veya erkek erkeğe yapılan eğlenceleri sevmekle beraber diğer aile bireylerinin aksine sarhoş olup dağıtmadan içki içme kabiliyetine de sahiptir...
| |
| | | Pierrot Admin
Mesaj Sayısı : 1588 Kayıt tarihi : 23/09/09 Nerden : Atlantis
| Konu: Geri: Goodwin ler Salı Mart 09, 2010 12:40 pm | |
| Hazel Aurélie
İricene gözleri: tatlı bir şekilde çok hafifçe çekik ve kısık; açık yeşil ya da su yeşili denebilecek bir tonda ilginç bir ahenkle süslenmiştir. Ne çok uzun, ne çok kısa: Yaşına ve güzelliğine uyum sağlayan boyu, biraz sıska dursa da baston yutmuş gibi tüm zayıflığına inat dimdik ince fiziği, simsiyah ensesini az çok kapatan saçlarına oldukça zıt düşen mermer kadar beyaz bir teni vardır. Ten rengi en beyaz insanı bile yanında esmer denecek kıvamda bırakabilir, çünkü beyazlığını 'kireç gibi' diyerek tanımlayabiliriz. Fakat bir şekilde ona yakışmaktadır. Dudakları saçlarıyla olan zıtlığa bir yenisini ekleyecek şekilde vişne çürüğü rengindedir ve dolgun üst dudağı sivri uçlu bir M harfi kadar iştah kabartıcı bir şekle sahiptir, alt dudağı çok ne çok ince, ne de üstü gölgede bırakacak kadar dolgundur. Ruj sürdüğü düşünülebilir ilk başta ancak makyaj malzemeleriyle kesinlikle haşır neşir değildir. Tamamen doğal bir güzelliğe sahiptir. Elmacık kemikleri pek fazla çıkık değildir, ancak yanakları hafif bir pembelikle renklenmiştir. İşine gelmedikçe gülümsemez fakat gülümsediğinde yanağının sol tarafında beliren derin bir gamzesi vardır. Ayrıca gülümsediğinde bembeyaz, düzgün dişlerini cömertçe sergileyebilir; ancak bunu pek sık yapmaz genelde tebessümlerle geçiştirir. Kızdığında, sevindiğinde ya da herhangi bir şekilde heyecanlandığında duygularını aşırı derecede yaşar. Ufakcık kalkık burnu hemen pembeleşebilir, minik ve yuvarlak çenesinin titrediği görülebilir. Bu belki de belli ettiği en büyük zayıflıktır, çarçabuk bedensel kontrolünü kaybetmesi. Onu en zararsız ve en zayıf kılan özelliği. Kaşları kömür karasıdır; ne kalemle çizilmiş gibi ince ne de fazla kalındır. Kaşlarının bitiş yerleri kalkık, kalından inceye doğru düzgün ve özenli bir iki harekette çizilmiş, çizgi gibidir. Boynu oldukça ince ve kırılgan bir yapıya sahiptir, yakasından görünecek şekilde pek hoş duran iki tane ufak, koyu renk beni vardır. Omuzları ne çok dar, ne de fazla geniştir. Kırılgan, atletik bir görünümden oldukça uzak sıska ve kemikleri görünen omuzları her zaman dimdik ve gergin durur asaletle. Kolları kalın olmamakla beraber pek sıska denmeyecek şekilde bir bayanın ki kadar dolgun ve pürüzsüzdür. Elleri ise, düzgün, kemikleri hafif belirgin ve ince uzun parmaklıdır. Tırnakları badem şekli verilmiş, kansızlık izleri taşıyan beyaz leker barıdırsa da, her zaman parlak ve tertemizdir. Duygularını bir de en iyi elleri açığa vurur; bir çeşit bastıramadığı titreme ve bir ölünün elini tutuyormuş hissi verecek şekilde soğuyabilir. Bedeni yetenekli bir sanatkarın özenle biçimlendirdiğini kesinlikle hissettirir. Yaratıcının güzelliği, çekiciliği, özgünlüğü hepsiyle uyum içinde bulunan kendine has ufak tefek oğlan karizmasıyla bütünleşmiştir. Asla şımarıklık, gevezelik ya da aylaklık yaparken göremezsiniz. Çizmiş olduğu imajı, prensiplerini yalnızca değer verebildiği, insan yerine koyabildiği kişilere gösterir ki bu yine şımaracağı anlamına gelmez. İki yanından birer çukuru andıran bel oyukluğu kalçalarna doğru bönkerce genişler, bu açıdan bir bayanın kıvrımlarına azda olsa sahip olduğu düşünülebilir. Kasığının üç parmak üstünde, sağ tarafta ufak bir beni daha vardır. Bacakları düzgün birer stün gibidir ve pürüzsüzdür. Ayakları boyuna kıyasla yine oldukça küçüktür ve neredeyse çocuklarınkine denk olduğu için epey alay konusu olmuştur. Ellerinin ve ayaklarının bilekleri oldukça ince ve kıvrımlıdır.
Dış görünüşünün kusursuzluğuna karşın, ruhunun illetleri de bir o kadar fazladır. Temelleri neredeyse çökmüş bir aileden geldiği için sorunlarının fazlalığı henüz saptanamamıştır bile. Babası ve annesi sosyetenin gözdesi olduğu için ev içinde ayrı dünyalarda yaşayan, fakat topluluğa çıktıklarında evlilik, tanışma, tatil anılarını en iyi şekilde anlatan birer çift profili çizmektedir. Babasının genç oğlanlara olan düşkünlüğüne, uyguladığı sapıkça fantezilere fazlasıyla şahit olduğundan kan görme tutkusu normal bireylerinkine oranla oldukça fazladır. Dolayısıyla acımasızlığı da bu yönde oldukça gelişmiştir. Sadomazoşist yapısı yüzünden nefret etse de, bu mükemmel bedenin aşağılanmasından o esnada fazlasıyla hoşnut kalır. Kendisine kötü davranılması, aşağılanmak, itilip kakılmak reddedemeyeceği derecede arzuladığı, ancak bir kaç saat sonra da bu ısdırap yüzünden öfkeden kendisini yiyip bitirdiği bir gerçektir. Yaptığı sapıkça eğlemleri oğluna izletmekten haz duyan bir babanın başka ne tür bir oğlu olabilir ki? Öte yandan iki yüzlü, sosyeteyi şeytani zekasıyla parmağında oynatan annesinin tüm şirret özelliklerini de almıştır. Annesi Kamarilla terimine en iyi uyan insanlardan biridir. Öyle ki, sırrını bilmediği, işinin kendisine düşmediği birey yok denecek kadar azdır. O kadar mükemmel ve zekidir ki, başa çıkmaya çalışmak aptallıktan fazlası değildir. Oğlunda bu özellikleri gördüğünden her mana da en iyi şekilde, yetiştirmekten asla çekinmemiştir. Oğlunun şımarmaya müsait, bitip tükenmek bilmeyen ukala, edepsiz ve hatta sivri dilli yapısını elleriyle yoğurmuştur ve çoğu zaman başa çıkamayacağı ufak bir şeytan yarattığı için kendisiyle gurur duyduğu gibi biraz ürkmüştür de. Oğlunun birini öldürse bile kesinlikle yakalanmayacağından bahseder durur ve zaten psikolojisi bu tarz eylemlere müsait olan oğlanı hepten korkutucu biri olarak nitelendirmiştir. Üstüne yapışan bir etiketin hakkını verdiği içindir belki insanların zıt düşmeyi istemeyeceği bireylerden biri olmuştur bu ufak tefek oğlan çocuğu. Başarılı bir yönetmen olan babasının bile harikulade bulduğu hikayeleriyle kendi çapında ufak bir ün elde etmiş, çarpık zihniyetinin sınırlarını zorlayacağı en müsait iş olan edebiyatla fazlasıyla ilgilenmektedir. Über-zeki olarak sınıflandırılan, bir çok psikoloğun üzerinde araştırma yaptığı bir çocuktur ve yaşıtları gibi normal bir lise öğrencisi olması gerekirken üniversiteye başlamıştır ve oldukça fazla yabancı dil bilmektedir. Zeka ile delilik arasındaki ince çizgi, ona bakılınca daha iyi anlaşılır. | |
| | | | Goodwin ler | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |
|